Philadelphia kromozomu nedir ve bcr-abl nasıl oluşur?
Philadelphia kromozomu, genetik bir anomali olup, 22. kromozomda meydana gelen translokasyon sonucu oluşur. Bu durum, özellikle kronik myeloid lösemi ve bazı akut lenfoblastik lösemi türlerinde önemli bir rol oynar. BCR-ABL füzon geni, hastalığın tanı ve tedavisinde kritik bir biyomarker olarak kullanılır.
Philadelphia Kromozomu Nedir?Philadelphia kromozomu, insanlarda en yaygın olarak görülen kanserle ilişkili genetik bir anomali olan kromozomal bir yapıdır. Bu kromozom, 22. kromozomda meydana gelen bir translokasyon sonucu oluşur ve bu durum, bazı kanser türlerinin, özellikle de kronik myeloid lösemi (KML) ve bazı akut lenfoblastik lösemi (ALL) türlerinin gelişiminde kritik bir rol oynar. Philadelphia kromozomunun temel özelliği, normalde ayrı olan 9. ve 22. kromozomlar arasındaki bir parçanın değiş tokuşudur. Bu translokasyon, BCR (Breakpoint Cluster Region) ve ABL (Abelson Murine Leukemia Viral Oncogene Homolog) genlerinin birleşimine yol açarak bcr-abl füzyon genini oluşturur. BCR-ABL Füzyon Geninin OluşumuBCR-ABL füzyon geni, BCR ve ABL genlerinin birleşimi ile oluşur. Bu süreç, 9. kromozomda bulunan ABL geninin, 22. kromozomda bulunan BCR genine bağlanmasıyla gerçekleşir. Bu translokasyon, ABL geninin aktivitesinin artmasına ve hücre büyüme ve bölünmesinde düzensizliklere neden olan bir onkojenin ortaya çıkmasına sebep olur. BCR-ABL füzyon geninin oluşumu, aşağıdaki aşamalarla gerçekleşir:
Bu füzyon geninin protein ürünü, BCR-ABL onkoproteini, hücresel sinyal iletim yollarını etkileyerek hücrelerin aşırı çoğalmasına yol açar. Bu durum, lösemi hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde büyümesine neden olur. Philadelphia Kromozomunun Klinik ÖnemiPhiladelphia kromozomu, özellikle KML ve bazı ALL formlarının tanısında kritik bir biyomarker olarak kabul edilmektedir. Bu kromozomun varlığı, hastalığın seyrini ve tedavi yanıtını belirlemek için önemli bir gösterge olarak kullanılır. KML hastalarında, bcr-abl geninin varlığı, hastalığın tanısında ve tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, bcr-abl inhibitörleri gibi hedefe yönelik tedavi yöntemleri, Philadelphia kromozomu pozitif hastalarda etkili bir tedavi seçeneği sunmaktadır. Ek BilgilerPhiladelphia kromozomu, ilk kez 1960'larda tanımlanmıştır ve o zamandan beri onkojenetik araştırmaların önemli bir konusu olmuştur. BCR-ABL füzyon geninin varlığı, hastaların tedaviye yanıtlarını izlemek ve hastalığın ilerlemesini değerlendirmek için genetik testler ile belirlenebilir. Sonuç olarak, Philadelphia kromozomu, hematolojik malignitelerin patogenezinde önemli bir rol oynayan bir genetik anomali olup, bcr-abl füzyon geninin oluşumu, kanser gelişiminde kritik bir mekanizma olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar, kanser tedavisinde yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. |





































